bar ) - Turkish English Dictionary

bar )

Meanings of "bar )" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
bar n. çubuk
This steel bar must be tempered.
Bu çelik çubuk sertleştirilmeli.

More Sentences
bar n. bar
Looking around we could have met in the bar.
Etrafımıza bakıyorum da, barda da buluşabilirmişiz.

More Sentences
bar n. baro
She was admitted to the bar.
Baroya kabul edildi.

More Sentences
General
bar n. çıta
It is time we moved the bar up a few notches and looked for new challenges.
Artık çıtayı birkaç kademe yukarı taşımanın ve yeni zorluklar aramanın zamanı geldi.

More Sentences
bar of soap n. sabun kalıbı
I need that bar of soap.
O sabun kalıbına ihtiyacım var.

More Sentences
bar n. kalıp
I prefer soap as a liquid rather than a bar.
Sabunu kalıp yerine sıvı olarak tercih ederim.

More Sentences
bar n. demir
The children played on the monkey bars.
Çocuklar maymun demirlerinde oynadılar.

More Sentences
bar n. bar
Looking around, I thought we could have met in the bar.
Etrafa bakınca barda tanışmış olabileceğimizi düşündüm.

More Sentences
hotel bar n. otelin barı
Meet me at the hotel bar.
Benimle otelin barında buluş.

More Sentences
bar fight n. bar kavgası
Tom started a bar fight.
Tom bir bar kavgası başlattı.

More Sentences
bar of soap n. kalıp sabun
The ordinary Iraqi family's purchase, even of one bar of soap, was politically directed and controlled.
Sıradan bir Iraklı ailenin bir kalıp sabun bile satın alması siyasi olarak yönlendirilmiş ve kontrol edilmiştir.

More Sentences
karaoke bar n. karaoke bar
We drank shochu at the karaoke bar.
Karaoke barda shochu içtik.

More Sentences
bar n. çıta
Will definitely help you rise a bar for a new opportunity.
Yeni bir fırsat için çıtayı yükseltmene kesinlikle yardım olacacağım.

More Sentences
bar v. sürgülemek
We barred the door and locked it.
Kapıyı sürgüleyip kilitledik.

More Sentences
bar v. almamak
Tom bought a bar of chocolate.
Tom bir çikolata aldı.

More Sentences
bar v. yasaklamak
They barred journalists from reporting on the elections.
Gazetecilerin seçimlerle ilgili haber yapmasını yasakladılar.

More Sentences
bar v. kapatmak
We must bar the road to ruin!
Yıkıma giden yolu kapatmalıyız!

More Sentences
a bar of adj. bir kalıp
You could almost imagine yourself faced with a bar of chocolate!
Neredeyse kendinizi bir kalıp çikolata ile karşı karşıya hayal edebilirdiniz!

More Sentences
Colloquial
spanish bar n. ispanyol barı
Have you ever gone to a Spanish bar?
Hiç İspanyol barına gittin mi?

More Sentences
Law
bar n. (iddia, fiil) engelleme
The United States, too, has a tradition of barring those regarded as enemies or as dangerous influences.
Amerika Birleşik Devletleri de düşman ya da tehlikeli etki olarak gördüğü kişileri engelleme geleneğine sahiptir.

More Sentences
Common Usage
bar n. parmaklık
bar n. demir çubuk
General
color bar n. beyazlar ve siyahlar arasındaki ırk ayrımı
chinning bar n. barfiks
sand bar n. kum seti
sand bar n. sığlık
bar diagram n. çubuk grafiği
sliding bar n. sürgü
grate bar n. ocak ızgarası
bar n. hariç
bar n. set
lattice bar n. kafes çubuğu
bar n. ışın
magnetic bar n. mıknatıs çubuğu
snack bar n. büfe
bar sight n. çubuk nişangah
panic bar n. acil çıkış mandalı
bar n. demir çubuk
bar graph n. çubuk grafiği
ice bar n. buz kalıbı
metal bar n. mil
peanut bar n. fıstıklı gofret
sand bar n. kum kalıbı
bar n. üniformalarda rütbe belirten metal çubuklar
bar n. parça
bar n. bariyer
color bar n. ırk ayrımı
bar n. vazgeçiren
bar n. meyhane
bar room n. meyhane
snack bar n. genellikle bir tezgah çevresinde oturulan, hafif yiyecek ve çeşitli içeceklerin satıldığı küçük restoran
salad bar n. salata barı
bar n. demir ya da tahta parmaklık
bar n. bar (içki içilen yer)
snack bar n. müşterilerinin bar gibi bir tezgahın önünde oturduğu ufak lokanta
rudder bar n. dümen pedalı
coffee bar n. kafeterya
bar n. mahpus
bar n. büfe
tying bar n. tombolo
snack bar n. ayakta meze gibi yiyeceklerin atıştırıldığı lokanta
bar associations n. barolar
american bar n. amerikan bar
horizontal bar n. barfiks
magnetic bar n. manyetik çubuk
metal bar n. metal çubuk
bar n. parmaklık
bar n. yargı
bar n. su içindeki kum seti
bar n. ayrıksız
bar n. çizgi
snack bar n. hafif yemek büfesi
a bar of n. bir parça
refreshment bar n. gazino
date bar n. tarih çizgisi
coffee bar n. kafe
bar n. engel
bar n. baro
bar mitzvah n. yahudilerde yaş kutlaması
bar association n. avukatlar barosu
bar president n. baro başkanı
bar spacing n. çubuk aralayıcı
bar list n. demir listesi
bar spacing n. aralayıcı çubuk
fire bar n. ızgara
fire bar n. ızgara çubuğu
grab bar n. banyo tutamağı
bar-tailed lark n. küçük çöl toygarı
choc-bar n. çikolata kaplı dondurma
t-bar n. t-kolu
mini-bar n. otellerde müşterilerin kullanımına tahsis edilmiş self-servis bar
mini-bar n. minibar
motion bar n. hareket kolu
towel bar n. havluluk
towel bar n. havlu asacağı
towel bar n. havlu askısı
bar-room brawl n. bar kavgası
bar chair n. bar sandalyesi
bar stool n. bar taburesi
bar-b-que n. barbekü
bar mitzvah n. (yahudilerde) yetişkinliğe kabul töreni
bar crawl n. (aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme
bar tour n. bir bardan çıkıp ötekine gitme
bar-hopping n. (aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme
bar tour n. (aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme
bar-hopping n. bir bardan çıkıp ötekine gitme
bar crawl n. bir bardan çıkıp ötekine gitme
pry bar n. levye
jimmy bar n. levye
a bar of chocolate n. bir kalıp çikolata
support bar n. destek çubuğu
handle bar n. bisiklet gidonu
handle bar n. gidon
pool bar n. havuz bar
bar room fight n. bar kavgası
bar n. sürgü
a bar of soap n. bir kalıp sabun
soap bar n. sabun kalıbı
soap bar n. kalıp sabun
panic bar n. panik kolu
bar steel n. çubuk çeliği
bar copper n. çubuk bakır
toy-bar n. oyuncak asma çubuğu
toy-bar n. oyuncak barı
grab bar n. tutunma kolu
nail bar n. manikür pedikürcü
nail bar n. manikürcü
tie bar n. kravat iğnesi
chin-up bar n. barfiks
honor bar n. (küçük içki şişeleriyle dolu) minibar
ka-bar n. askeri bıçaklar üreten bir firma
milk bar (aus) n. bakkal
trigger bar n. tetik kolu
tamping bar n. sıkıştırıcı
tamping bar n. (tütün) sıkıştırma çubuğu
t-bar lift n. t-bar lift
t-bar lift n. kayakçıların ayaklarının zeminde sabit kalarak taşındığı bir kablolu taşıma aracı
t-bar lift n. kayak merkezlerinde kişilerin t şeklinde bir bara tutunarak yukarı çıktığı lift
t-bar lift n. kayakçıların çekilerek taşınması
juice bar n. meyve suyu standı
raw bar n. kabuklu deniz ürünlerinin çiğ olarak servis edildiği bar veya tezgah
cash bar n. parti ya da etkinlikte cam bardakta içecek satılan bar/tezgah
cash bar n. partide parayla içki satışı yapılan özel bar
bar n. beklenti
bar n. gereklilik
bar n. at dizgininin metal ağızlığı
bar n. atın dişleri arasında at dizgininin metal bölümünün girdiği boşluk
bar n. (oyunda) ceza muafiyeti
bar n. (oyunda) ceza muafiyeti isteme
bar n. madalya yerine takılan renkli kurdele
bar n. bir tüyün üzerindeki kesişen çizgiler
bar n. tavla tahtasında oyuncunun kendi bölgesiyle rakibinkinden ayıran kısım
bar n. düğme iliği üstündeki güçlendirici iplikler
bar n. pencere sinekliği
bar [scotland] n. insan kandırmaya dayalı şaka
bar [scotland] n. eğlenceli durum
bar n. dikdörtgen nesne
bar [obsolete] n. kapatılabilen geçit kapısı
bar girl n. konsomatris
bar girl n. barmaid
bar girl n. barlarda çalışan hayat kadını
bar shoe n. altında çubuk bulunan bir at nalı
bar sinister n. (hanedan armasında) çapraz şerit
bar sinister n. namus lekesi
bar sinister n. alında kara leke
bar sinister n. şerefe sürülen leke
bar-stool n. bar sandalyesi
halligan bar n. itfaiye ve kanun uygulayıcı personel tarafından bir yere zorla girerken kullandıkları metal araç
dive bar n. ucuz, kalitesiz bar
matter in bar n. nihai savunma
h-bar n. ä§ karakteri
hershey bar® n. hershey şirketine ait sütlü kalıp çikolata
burger bar n. hamburgerci
gemel bar n. hanedan armalarında yan yana kullanılan bir çift şerit
heel bar n. ayakkabı tamircisi
heel bar n. kundura tamircisi
heel bar n. ayakkabı tamir tezgahı
hitching bar n. (at) bağlama rayı
bar n. tüyü dik kesen şerit
bar n. (tavlada) oyuncuların pullarını topladıkları bölümü ayıran çıkıntılı alan
bar n. sineklik
bar [scottish] n. zor durumdaki birini istismar eden şaka
bar girl n. bar sahibinin erkek müşterilere içki ısmarlatması için tuttuğu çekici kız
bar girl n. barlara takılan hayat kadını
bar sinister n. (armada) soylunun evlilik dışı doğduğunu gösteren bir işaret
bar chart n. sütun grafiği
bar graph n. sütun grafiği
bar-share plow n. tahta kulağı ve metal düz çubuğu olan eski bir tür döner pulluk
bar-stool n. bar taburesi
bar-stool n. yaslanma kısmı olmayan yüksek iskemle
pinky bar® [new zealand] n. çikolata kaplı bir şekerleme markası
father of the bar n. baronun en tecrübelisi
father of the bar n. baro başkanı
fern bar n. yeşil bitkilerle süslü bar veya restoran
sandwich bar n. ana ürünü sandviç olan restoran veya büfe
cocktail bar n. ağırlıklı olarak alkollü kokteyl servisi yapan içki mekanı
private bar [uk] n. umuma açık eğlence mekanında içkili oturma salonu
singles bar n. bekarlar barı
singles bar n. bekarlar kulübü
bar [uk] n. (barda) oturma salonu
bar n. ışık huzmesi
bar v. saymamak
bar v. hapsetmek
bar v. sokmamak
bar v. önünü kesmek
bar v. engellemek
bar v. engel olmak
bar v. parmaklıklarla örtmek
bar v. önlemek
bar v. parmaklık takmak
raise the bar v. çıtayı yükseltmek
bar v. parmaklıkla çevirmek
bar v. menetmek
bar v. demirlemek
bar v. kısıtlamak
bar v. hoşlanmamak
bar v. katmamak
bar out v. içeri almamak
study for the bar v. hukuk öğrenimi yapmak
keep the bar high v. çıtayı yüksek tutmak
get involved in a bar-room brawl v. bir bar kavgasına karışmak
get in a bar fight v. bir bar kavgasına karışmak
be involved in a bar fight v. bir bar kavgasına karışmak
get involved in a bar fight v. bir bar kavgasına karışmak
set the bar high v. çıtayı yükseltmek
bar v. sınır dışı etmek
bar v. çizgi çizmek
bar hop v. o bar senin bu bar benim gezmek
bar v. barda içki hazırlayıp servis etmek
bar v. çizgili hale getirmek
bar v. (düğme deliğini) iplikle güçlendirmek
bar v. izin vermemek
bar v. dışarıda bırakmak
bar none adj. ayrıksız
bar none adj. istisnasız
bar none adj. ayrımsız
bar prep. -den başka
bar [uk] prep. dışında
bar [uk] prep. istisnasıyla
bar [uk] prep. haricinde
bar- pref. ağırlık anlamı veren ön ek
bar- pref. baskı anlamı veren ön ek
Phrasals
bar someone from some place v. birisinin bir yere girişini engellemek
bar someone from some place v. birisinin bir yere girmesini engellemek
bar off v. etrafına barikat çekmek/koymak
bar off v. kepenkleri kapatmak
bar off v. ulaşımı engellemek
bar off v. erişimi engellemek
bar off v. girişi yasaklamak
bar off v. karık açmak
bar off v. karıklamak
bar off v. bitki sırasının iki yanına karık açarak köklerin yayılmasını önlemek
bar up v. parmaklık taktırmak
bar up v. korkuluk taktırmak
bar from (something or some place) v. (bir şeyden/yerden) menetmek
bar from (something or some place) v. (bir şeyden/yerden) aforoz etmek
bar from (something or some place) v. (bir şeyde/yerde) yasaklamak
bar from (something or some place) v. (bir şeye/yere) giriş çıkışını yasaklamak
bar from some place v. bir yerden menetmek
bar from some place v. bir yerden aforoz etmek
bar from some place v. bir yerde yasaklamak
bar from some place v. bir yere giriş çıkışını yasaklamak
bar out [obsolete] v. (eski bir noel geleneği olarak) kapıyı kapatıp öğretmeni sınıfa/okula almamak
bar out [obsolete] v. (eski bir noel geleneği olarak) kapıyı kapatıp öğretmeni sınıfın/okulun dışında bırakmak
Colloquial
bull bar n. kangurulara çarpmamak için arabanın önüne takılan koruyucu
coffee bar n. kafe
hotel bar n. otelin barı
bar sinister [obsolete] n. (armacılık) soylunun evlilik dışı doğduğunu gösteren ve armasında sol omuzdan sağa çapraz olarak inen bir işaret
bar sinister [obsolete] n. (armacılık) gayrimeşruluk simgesi
bar sinister n. gayrimeşruluk
bar sinister n. evlilik dışı doğma durumu
bar star [us] n. o bar senin bu bar benim gezen kişi
bar star [us] n. sürekli barlarda görüntülenen kişi
bar star [us] n. bar kuşu
bar fly n. o bar senin bu bar benim gezen kimse
bar fly n. bar kuşu
go to the bar v. bara gitmek
won't have a bar of expr. dayanamaz
won't have a bar of expr. sevmez
won't have a bar of expr. hoşlanmaz
wouldn't have a bar of expr. dayanamaz
wouldn't have a bar of expr. sevmez
wouldn't have a bar of expr. hoşlanmaz
the bar keeps moving higher expr. çıta daha da yükselmeye devam ediyor
Idioms
everything but/bar the kitchen sink n. fuzuli şeyler
everything but/bar the kitchen sink n. gereksiz şeyler
everything but/bar the kitchen sink n. gerekli gereksiz her şey
everything but/bar the kitchen sink n. ıvır zıvır her şey
low bar n. aşması kolay şey
high bar n. aşması zor şey
belly up to the bar v. yavaş yavaş (bir yere) yaklaşmak
belly up to the bar v. kalabalığı yara yara ilerlemek
belly up to the bar v. omuz vura vura kalabalığın içinde ilerlemek
belly up to the bar v. bir sorumluluğu/zorlu bir görevi üstlenmek
prop up the bar v. aynı barın müdavimi olmak
prop up the bar v. bar kuşu olmak
not know (someone) from a bar of soap v. hiç bilmemek
not know (someone) from a bar of soap v. hiç tanımamak
prop up the bar v. sürekli aynı yere takılmak
prop up the bar v. sürekli aynı barda içki içmek
lower the bar v. çıtayı aşağı çekmek
lower the bar v. standardını düşürmek
not have a bar of (something) [australia] v. (bir şeyi) kabul etmeyi reddetmek
not have a bar of (something) [australia] v. (bir şeye) katlanamamak
not have a bar of (something) [australia] v. (bir şeyi) duymak bile istememek
not have a bar of (something) [australia] v. (bir şeye) dahil olmayı reddetmek
not have a bar of (something) [australia] v. (bir şeyi) tolere edememek
set a hig bar v. çıtayı yüksek tutmak
set a hig bar v. çıtayı yükseltmek
set a low bar v. çıtayı düşük tutmak
set a low bar v. çıtayı düşürmek
go to the bar v. avukat olmak
tend bar v. barmenlik yapmak
tend bar v. barmaidlik yapmak
be all over bar the shouting [uk/australia] v. sonucun değişmeyeceği noktaya gelmek
be all over bar the shouting [uk/australia] v. sonuç kesin olmak
be all over bar the shouting [uk/australia] v. sonuç belli olmak
be all over bar the shouting [uk/australia] v. sonuç kesinleşmek
be all over bar the shouting [uk/australia] v. karar verilmiş olmak
be all over bar the shouting [uk/australia] v. bitmiş olmak
not have a bar of something [australia/new zealand] v. bir şeyle ilgisi olmamak
not have a bar of something [australia/new zealand] v. bir şeyle alakası olmamak
not have a bar of something [australia/new zealand] v. bir şeyle işi olmamak
set a high bar v. çıtayı yüksek tutmak
set a high bar v. çıtayı yükseltmek
set a high bar v. çıtayı yüksek tutmak
set the bar low v. çıtayı düşürmek
set the bar low v. çıtayı düşük tutmak
it's all over bar the shouting expr. apaçık ortada
all over bar the shouting expr. artık sonuç değişmez
it's all over bar the shouting expr. artık sonuç değişmez
all over bar the shouting expr. dönülmez son
it's all over bar the shouting expr. gün gibi ortada
all over bar the shouting expr. kesin sonuç
all over bar the shouting expr. sonuç kesin
all over bar the shouting expr. sonucu artık belli olacak biçimde neredeyse bitmiş
it's all over bar the shouting expr. sonuç kesin
it's all over bar the shouting expr. sonucu artık belli olacak biçimde neredeyse bitmiş
katie bar the door! expr. tehlike kapıda!
in bar of expr. önleyici
in bar of expr. önüne geçici
within the bar expr. kralın veya kraliçenin danışmanı olarak
bar none expr. rakipsiz
bar none expr. su götürmez şekilde
katie, bar the door expr. hazır ol
katie, bar the door expr. tetikte ol
Speaking
a fight broke out in the bar expr. barda kavga çıktı
we went to a bar yesterday expr. dün bir bara gittik
Trade/Economic
bar gold n. altın çubuk
gold bar n. altın çubuk
bar chart n. çubuk grafik
bar gold n. çubuk biçiminde altın
bar chart n. çubuklu grafik
bar code n. çubuklu kodlama
bar code n. çubuklu kod
space bar n. espas tuşu
time bar n. iş planı
bar gold n. külçe altın
bar chart n. pazarlık
bar draught n. sığlıkta gerekli minimum su çekimi
bar chart n. sütunlu grafik
milk bar n. süt ürünleri dükkanı
milk bar n. süt ve süt ürünleri satan dükkan
milk bar [australia] n. mahalle bakkalı
currency bar n. para birimi olarak kullanılan metal çubuk
public bar [uk] n. ucuz bar
public bar [uk] n. barda ucuz içki satılan kısım
public bar [uk] n. ucuz pub
Law
case at bar n. halihazırda mahkemede değerlendirilen dava
case at bar n. sürmekte olan dava
bar exam n. avukatlık sınavı (abd)
bar examination n. avukatlık sınavı (abd)
american bar association n. amerikan barosu
bar association n. avukatlar barosu
bar n. baro
bar application n. baro başvurusu
bar porters n. barmen yardımcıları
bar council n. baro meclisi
bar association n. barolar birliği
bar association n. baro
bar associations n. barolar
bar n. bölme
call to the bar n. bir avukata yüksek mahkeme huzuruna çıkma hakkını verme
bar gold n. çubuk halinde altın
plea in bar n. davacının iddialarını asılsız kılan cevap layihası
plea in bar n. davalının cevap layihası
florida bar association n. florida barosu
the bar n. hukuk mesleği
bar n. mahkemede sanık kürsüsü
bar gold n. külçe altın
trial at bar n. mahkemede duruşma
bar n. mahkeme
bar n. men'i muhakeme
bar n. müçtemi hakimli mahkeme
bar room n. meyhane
trial at bar n. ön mahkeme
bar n. parmaklık
bar n. sanık kürsüsü
bar graph n. sütunlu grafik
bar chart n. sütunlu grafik
blank bar n. tecavüz edildiği iddia edilen yere davalının tayin edilmesini isteyen defi
common bar n. tecavüz edildiği iddia edilen yere davalının tayin edilmesini isteyen defi
union of turkish bar associations n. türkiye barolar birliği
time bar n. zamanaşımı
trial at bar n. yeterli çoğunluk öncesi yapılan mahkeme
bar n. (iddia, fiil) hükümsüz kılma
bar n. hükümsüz kılma süreci
bar n. engelleme süreci
bar n. önleme süreci
bar n. avukatlık
bar [uk] n. (lordlar ve avam kamarasında) kamara üyesi olmayanların önünde durduğu sınır
bar n. davacının dava açması için neden olmadığını gösteren savunma
bar n. avukatlık sınavı
bar [uk] n. (eskiden) avukatlar derneğinde okuyucuları öğrencilerden ayıran bölme
bar n. karar mercii
utter bar n. (ingiliz hukukunda) mahkemedeki bölmenin dışında oturan düşük rütbeli avukat heyeti
bar n. son değerlendirmeyi yapan mercii
bar n. nihai hükmü veren mahkeme
inner bar n. hükümdarın danışmanı
inner bar n. hükümdarın avukatı
side-bar rule n. mahkemeye resmi başvuru yapılmaksızın icra emri yetkisi veren bir ingiliz kanunu
call to the bar v. baroya kaydolmak
admit to the bar v. baroya kabul etmek
admit to the bar v. baroya almak
bar a claim v. engel olmak
bar v. itiraz etmek
bar v. men etmek
bar v. menetmek
bar v. reddetmek
bar a claim v. yasak etmek
be called to the bar [uk] v. avukat olmak
at bar expr. mahkemede
Politics
bar chart n. bar çizelgesi
istanbul bar association n. istanbul barosu
be called within the bar [uk] v. kraliçe danışmanı olarak atanmak
Institutes
ankara bar association n. ankara barosu
ankara bar association children's rights commission n. ankara barosu çocuk hakları komisyonu
ankara bar association human rights commission n. ankara barosu insan hakları komisyonu
ankara bar association women's rights commission n. ankara barosu kadın hukuku komisyonu
bar association n. barolar birliği
istanbul bar association human rights center n. istanbul barosu insan hakları merkezi
istanbul bar association children's rights center n. istanbul barosu çocuk hakları merkezi
istanbul bar association women's rights center n. istanbul barosu kadın hakları uygulama merkezi
union of turkish bar associations n. türkiye barolar birliği
turkish bar association n. türk barolar birliği
Industry
mill bar n. değirmende ticari demire dönüştürülmek üzere doğrudan ham demir veya erimiş metalden haddelenmiş kaba çubuk
Tourism
bar supervisor n. bar yöneticisi
bar captain n. bar kaptanı
best available rate (bar) n. en uygun fiyat
mini-bar n. odalarda hizmete sunulmuş buzdolapları
wine bar n. yiyecek ve içecek sunan bar ya da küçük restoran
honesty bar n. otelde başında görevli bulunmayan bar
open bar n. içeceklerin ücretinin önceden ödendiği bar
oyster bar n. istiridye restoranı
oyster bar n. istiridyeleri ile ünlü restoran
oyster bar n. istiridye alanında uzman restoran
piano bar n. piyano bar
piano bar n. canlı piyano müzikli kokteyl bar
Technical
radius bar n. bir ucu tutturulup diğer ucu dönerken çemberin hareket etmesini sağlayan çubuk
throttling bar n. kısma kolu
timber bar n. kare profilli, bir ucu dik piramit şeklinde olan bir tür manivela
bridge bar n. kare profilli, bir ucu dik piramit şeklinde olan bir tür manivela
anchorage bar n. ankastre çubuk
hexagonal bar n. altıgen kesitli çubuk
hexagonal bar n. altıköşe çubuk
gage bar n. açıklık mastarı
locking-bar bracket n. aşıklı mil yatağı
hexagon bar n. altıgen çubuk
dividing bar n. ayırma bölmesi
aluminium bus bar n. alüminyum toplayıcı çubuk
lock-bar bracket n. aşıklı mil yatağı
lower locking-bar control n. alt kilitleme çubuğu manivelası
gravity bar n. ağırlık çubuğu
current bar n. akım çubuğu
tool bar n. alet çubuğu
removable cross bar n. alınabilir en traversi
bottom apron nose bar n. alt apron burun çubuğu
bottom apron guide bar n. alt apron rehber çubuğu
lower sole bar member n. alt bağlantı
space bar n. ara çubuğu
distance bar n. aralık demiri
bar spacer n. aralık demiri
chili bar n. arıtılmamış kükürtlü bakır
drop bar n. askı çubuğu
locking bar n. aşıklı mil
slice bar n. ateş kontrol çubuğu
weft bar n. atkı bandı
adjusting bar n. ayar çubuğu
spreader bar n. ayraç kolu
bar n. basınç birimi
bar-coded transport label n. barkotlu taşıma etiketi
joint bar n. bağlantı çubuğu
electronic components using bar code and two-dimensional symbols n. barkod ve iki boyutlu semboller kullanan elektronik bileşenler
tie bar n. bağ çubuğu
bar coding n. bar kodlama
title bar n. başlık çubuğu
bar code verifier n. bar kod doğrulayıcı
eye bar n. başı delikli çubuk
sinking bar viscometer n. batan çubuk viskometresi
traction bar n. beşik sevk çubuğu

Meanings of "bar )" with other terms in English Turkish Dictionary : 247 result(s)

Turkish English
Common Usage
bar bar n.
I was in the Members' Bar before we started voting.
Oylama başlamadan önce Üyeler Barındaydım.

More Sentences
General
hesap (lokanta/bar veya gece kulübünde yenilip içilen şeyler için) check n.
You can check out JR's Instagram account here.
Buradan JR'ın Instagram hesabına göz atabilirsiniz.

More Sentences
bar bar n.
Over here is the dining room, elevator banks, and that's the bar.
Burası yemek odası, asansör kapıları ve şurası da bar.

More Sentences
bar taburesi barstool n.
Tom sat down on one of the barstools.
Tom bar taburelerinden birine oturdu.

More Sentences
bar kavgası bar fight n.
Tom usually gets into bar fights.
Tom genellikle bar kavgasına girer.

More Sentences
karaoke bar karaoke bar n.
I'll never ever sing in a karaoke bar.
Bir daha asla karaoke barda şarkı söylemeyeceğim.

More Sentences
bar güvenlik elemanı bouncer n.
Tom couldn't get past the bouncer.
Tom bar güvenlik elemanını geçemedi.

More Sentences
Technical
bar bar n.
I'm here because I own a bar and want to check out the scene.
Buradayım çünkü bir barım var ve etrafı kontrol etmek istiyorum.

More Sentences
Computer
bar pub n.
Tom is planning to meet his friends at the local pub.
Tom arkadaşlarıyla yerel barda buluşmayı planlıyor.

More Sentences
Automotive
bar bar n.
Most of you haven't gone to Shul since your bar mitzvahs.
Çoğunuz Bar Mitzvah'ınızdan beri sinagoga gitmediniz.

More Sentences
Sport
bar bar n.
Most of you haven't gone to Shul since your bar mitzvahs.
Çoğunuz bar mitzvah'nızdan sonra sinagoga hiç gitmemişsiniz.

More Sentences
paralel bar parallel bars n.
The girl exercised on the parallel bars.
Kız paralel barlarda egzersiz yapıyordu.

More Sentences
General
bar taproom n.
meyhaneci veya bar sahibi saloon keeper n.
bar local n.
adi bar honky tonk n.
bar joint n.
bar night club n.
ucuz bar veya gece klubü barrelhouse n.
bar kavgası donnybrook n.
bar a kind of folk dance n.
bar gin mill n.
küçük bar bistro n.
amerikan bar american bar n.
ingilizce'de bar veya pub anlamında argo sözcük watering hole n.
kadın bar görevlisi barmaid n.
müşterilerinin bar gibi bir tezgahın önünde oturduğu ufak lokanta snack bar n.
bar tavern n.
bar (içki içilen yer) bar n.
bar shebeen n.
bar garsonu potboy n.
bar public n.
bar kuşu barfly n.
bar public house n.
bar tap n.
bar grogshop n.
bar cafe n.
bar dramshop n.
bar barroom n.
bar shebang n.
bar saloon n.
bir çeşit bar ginmill n.
bar groggery n.
bar porterhouse n.
her türlü marka bira satan bar free house n.
bar ale house n.
bar kavgası a free-for-all n.
bar dram-shop n.
bar kavgası free-for-all n.
otellerde müşterilerin kullanımına tahsis edilmiş self-servis bar mini-bar n.
bar bar dolaşıp içki içme pub-crawl n.
abd'de bar veya gece kulübü café n.
bar veya şarap dükkanı anlamına gelen ve özellikle meksika'da yaygın ispanyolca bir ifade cantina n.
bar hovardası lounge lizard n.
bar kavgası bar-room brawl n.
bar sandalyesi bar chair n.
bar taburesi bar stool n.
bar garsonu potman n.
(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme pub crawl n.
(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme bar tour n.
(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme bar crawl n.
(aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme bar-hopping n.
bar üstünde yapılan dans bartop dancing n.
bar üstü dans table dance n.
bar üstünde dans table dance n.
bar üstünde dans bartop dancing n.
bar üstü dans bartop dancing n.
bar üstünde yapılan dans table dance n.
(otel) lobi/bar şarkıcısı lounge singer n.
havuz bar pool bar n.
bar kavgası bar room fight n.
bar alehouse n.
bar sorumlusu barman n.
bar sorumlusu kadın barmaid n.
amerikan bar tarzı ufak amerikan restaurantı lunch counter n.
amerikan bar tarzı ufak amerikan restaurantı luncheonette n.
hesap (lokanta/bar veya gece kulübünde yenilip içilen şeyler için) cheque n.
bar güvenlik elemanı chucker-out n.
bar drinking den n.
taverna ya da bar tap house n.
bar tapstry [old-fashioned] n.
t-bar lift t-bar lift n.
kabuklu deniz ürünlerinin çiğ olarak servis edildiği bar veya tezgah raw bar n.
parti ya da etkinlikte cam bardakta içecek satılan bar/tezgah cash bar n.
partide parayla içki satışı yapılan özel bar cash bar n.
(bar) kapanma zamanı time [brit] n.
bar garsonu barperson n.
bar sandalyesi bar-stool n.
bar malzemeleri barware n.
bar beverage room [canada] n.
bar bibbery n.
ucuz, kalitesiz bar dive bar n.
kaçak bar blind tiger [dialect] n.
bir milyon bar'a eşdeğer bir basınç birimi megabar n.
kaçak bar olarak kullanılan kulübe bothan [scotland] n.
bar buvette n.
bar grocery [dialect] n.
bar grocery store [dialect] n.
bar, gece kulubü dışında içilmek üzere içki satışı off-sales [uk] n.
bar kavgası infighting n.
bar sahibinin erkek müşterilere içki ısmarlatması için tuttuğu çekici kız bar girl n.
bar taburesi bar-stool n.
o bar senin bu bar benim dolaşmak clubbing n.
o bar bu bar gezinme crawl [uk] n.
bar kapanışından önce içkilerin bitirilmesi için verilen kısa süre drinking-up time [uk] n.
yeşil bitkilerle süslü bar veya restoran fern bar n.
ufak bar potshop [obsolete] n.
bar cocktail lounge n.
bar shanty [australia] n.
(eskiden bazı bar veya meyhanelerde) içki alanlara açık büfe şeklinde sunulan öğle yemeği free lunch n.
(ingiltere'de) herhangi bir bira yapımcısına ait olmayıp sahibinin kendi birasını ürettiği veya birayı istediği yerden satın aldığı bar free public house n.
ucuz bar snack counter n.
bar bar bağırmak shout at the top of one's voice v.
bir bar kavgasına karışmak get involved in a bar-room brawl v.
bir bar kavgasına karışmak get in a bar fight v.
bir bar kavgasına karışmak get involved in a bar fight v.
bir bar kavgasına karışmak be involved in a bar fight v.
bar bar dolaşmak crawl v.
o bar senin bu bar benim dolaşmak crawl v.
o bar senin bu bar benim gezmek bar hop v.
o bar senin bu bar benim dolaşmak club v.
o bar senin bu bar benim dolaşmak pub-crawl v.
bar bar at the top of one's voice adv.
Phrasals
bar müdavimi olmak bum around v.
bar bar gezmek bum around v.
Colloquial
bar veya restorana alternatif olarak görülen kahve dükkanı third space n.
salaş/bangır bangır müzik çalan bar/birahane gutbucket n.
kaçak içki satılan bar veya meyhane booze can n.
bar fedaisi bodyguard n.
bar fedaisi chucker-out n.
bar fedaisi bouncer n.
bar draft board n.
(restoran, bar ve mağazaların olduğu) ana yol drag n.
o bar senin bu bar benim gezen kişi bar star [us] n.
bar kuşu bar star [us] n.
müzisyenlerin ücretlerini dinleyicilerden topladıkları bar/kafe/yer basket house n.
o bar senin bu bar benim gezen kimse bar fly n.
bar kuşu bar fly n.
bar veya kulüpte kadınlar için promosyon yapılan gece ladies' night n.
o bar senin bu bar benim gezmek barhop v.
(bar, kulüp) giriş ücreti yok no cover expr.
Idioms
lokal bar nineteenth hole n.
bar/taverna watering hole n.
o bar senin bu bar benim gezme a pub crawl [uk] n.
bar bar dolaşıp içki içme a pub crawl [uk] n.
bar bar gezmek paint the town red v.
bar bar dolaşmak be out on the piss (brit) v.
bar kuşu olmak prop up the bar v.
bar bar dolaşıp içki içmek be out on the piss (brit) v.
o bar senin bu bar benim gezmek go on a pub crawl v.
bar bar/restoran restoran gezmek go out and paint the town red v.
bar bar gezmek paint the town v.
bar sahibinden on the house expr.
bar bar at the top of lungs expr.
bar bar at the top of voice expr.
bar bar at the top of your voice expr.
Trade/Economic
kamuya açık bir kurulun mütevelli heyetinin yönettiği bar veya otel trust hotel [new zealand] n.
kamuya açık bir kurulun mütevelli heyetinin yönettiği bar veya otel trust tavern [new zealand] n.
yemek servis edilen şık bar diner n.
ucuz bar public bar [uk] n.
ucuz bar the public [uk] n.
Politics
bar çizelgesi bar chart n.
Tourism
bar yöneticisi bar supervisor n.
bar kaptanı bar captain n.
yiyecek ve içecek sunan bar ya da küçük restoran wine bar n.
otelde başında görevli bulunmayan bar honesty bar n.
içeceklerin ücretinin önceden ödendiği bar open bar n.
piyano bar piano bar n.
canlı piyano müzikli kokteyl bar piano bar n.
Technical
bar travers n.
bar ayaklığı bar line n.
bar’ın binde biri milibar n.
bar kod doğrulayıcı bar code verifier n.
bar cross member n.
bar kodlama bar coding n.
bar kod sembolleri bar code symbols n.
binde bir bar millibar n.
bin bar kilobar n.
i-barı-profili i bar n.
orta bar midrail n.
vagon bar bölmesi bar-coach compartment n.
uzun bar masası table running lengthwise n.
Computer
bar kod barcode n.
bar kod okuyucusu barcode reader n.
bar kod bar code n.
office shortcut bar office shortcut bar n.
postnet bar kodu postnet barcode n.
Construction
amerikan bar dining room bar n.
amerikan bar dining room with bar n.
Furniture
bar mahogany n.
Automotive
koruyucu bar nerf bar n.
Railway
bar vagon bar car n.
bar, masa ve sandalye içeren tren vagonu bar car n.
Marine
bar tipi kıyı bar-type beach n.
kıyıya paralel bar longshore bar n.
yarım ay bar cuspate bar n.
Medical
oksijen bar oxygen bar n.
Food Engineering
polinezya temasında dekore edilmiş bar tiki bar n.
besleyici ve proteince zengin bar energy bar n.
bar şeklinde hurmalı atıştırmalık date bar n.
Gastronomy
nanaimo bar nanaimo bar n.
fındıklı bar nut bar n.
bar kaşığı bar spoon n.
İngiliz tipi bar pub n.
kayısı reçeli içeren meyveli bar apricot bar n.
çikolata bazlı bar countline n.
restoran kalitesinde yemek servis eden bar gastro-pub n.
Religious
bar mitzva töreni bar mizvah n.
bar mitzva töreni barmitzvah n.
bar mitzva günündeki erkek çocuğu barmitzvah n.
bar mitzva olarak kabul etmek bar mitzvah v.
Sport
asimetrik bar uneven bar n.
bar altında salınım underswing n.
paralel bar parallel bar n.
asimetrik paralel bar uneven parallel bars n.
paralel bar ile yapılan bir artistik jimnastik etkinliği parallel bars n.
Art
(balede) bar egzersiz aleti barre n.
Archaic
bar tippling-house n.
bar tippling house n.
Slang
golf kulübü binasındaki bar nineteenth hole n.
ape askı bar ape hangers n.
bar sineği a bar fly n.
bar önlerinde durup gelip geçen insanlara içeri almaya çalışan kimse spruiker n.
bar gargle factory n.
salaş bar piss factory [dated] n.
ucuz bar piss factory [dated] n.
köhne bar gin dive n.
izbe bar gin dive n.
bar gin palace n.
bar guzzery n.
bar guzzlery n.
bar puke hole n.
bar rubbity [australia] n.
bar sauce parlor [dated] n.
ucuz ve yıkık dökük bir bar deadfall [us] n.
British Slang
bar rub-a-dub n.
bar nuclear sub n.
bar boozer n.
bar battle cruiser (boozer) n.
bar all time loser n.
(bar vb ortamında) avda on the pull expr.
Modern Slang
bir barda kendini güvende hissetmediğinde içki siparişi veriyormuş gibi gizli şekilde bar çalışanlarına durumu bildirmek için kullanılan bir kod/şifre angel drink n.
bar ortamında müşterinin kendini güvende hissetmediği bir durumda bar çalışanlarından yardım istemek için kullandığı bir şifre angel drink n.
bir barda kendini güvende hissetmediğinde içki siparişi veriyormuş gibi gizli şekilde bar çalışanlarına durumu bildirmek için kullanılan bir kod/şifre angel shot n.
bar ortamında müşterinin kendini güvende hissetmediği bir durumda bar çalışanlarından yardım istemek için kullandığı bir şifre angel shot n.
Star Wars
tutulma (bar) eclipse (bar) n.
sükunet (bar) tranquility (bar) n.